(Mar 24, 2024) Açıklamalar Read more...   |    (Kas 25, 2023) Açıklamalar Read more...   |    (Kas 23, 2023) Açıklamalar Read more...   |    (Kas 22, 2023) Açıklamalar Read more...   |    (Eki 09, 2023) Açıklamalar Read more...   |   

Anlayış:

-Ortadoğu'da anlamlı bir barış arzulanıyorsa, Filistin'in 1948'de Birleşmiş Milletler tarafından, İngiliz emperyalizminin hazırladığı bir plana göre ve yerel halka danışılmadan bölünmesinin tarihi bir adaletsizlik olduğu kabul edilmeli ve sonuçları ele alınmalıdır.

-İsrail devletinin kurulmasının resmi 'gerekçesi' olan Siyonizm, İngiliz ve daha sonra ABD emperyalizmi tarafından büyütülüp geliştirilen, Yahudilerin kendilerini dini bir grubun parçası olarak değil, (yanlış bir şekilde) bir 'ulus' olarak görmeleri için kafalarını karıştırmaya çalışan zararlı bir ideolojidir - [buna göre] bu ulusun üyeleri, yeryüzündeki insanlar arasında tek başlarına, ayrı bir 'Yahudi vatanı' dışında hiçbir yerde asla barış içinde yaşayamayacaklardır.

-İsrail'in siyonist liderleri, tarihi Filistin topraklarının tamamının ve daha fazlasının (Suriye'deki Golan...) tam kontrolünden daha azına razı olmak gibi bir niyetleri olmadığını söz ve eylemleriyle sürekli olarak açıkça ortaya koymuşlardır.

-Yahudilerin Tanrı'nın 'seçilmiş halkı' olduğunu savunan Siyonizm, Filistin halkına karşı her türlü barbarlığı, onların 'bizim gibi' tam insan olmadıkları temelinde meşrulaştıran ırkçı, üstünlükçü bir ideolojidir. Bu bağlamda pek çok dindar Yahudi'nin Siyonizme ve Filistin'in işgaline karşı çıktığını da not ediyoruz.

-Avrupa’da Yahudiler arasında siyonizmin yükselişinin korkunç trajedisi, 1930'lar ve 1940’lar boyunca Avrupa’da faşist zulmün kurbanlarının savaş sonrası Ortadoğu’da aynı derecede faşizan ve soykırımcı girişimin faillerine dönüşmesiydi.

-Geçiş yasaları, gettoları, ayrıştırılmış altyapısı, kontrol noktaları ve hapishane kompleksleri, hala Filistinlilerin 'özgür' kalan küçük toprak parçalarının da tanklar ve savaş uçaklarıyla işgal edilerek toplama kamplarına dönüşrütülmesi ve [buralardaki] yerli halkın günlük şiddet ve aşağılanma rutinine maruz bırakılması, Siyonizm'in Nazi Almanyası, yerleşimci-sömürgeci İngiliz Kenya'sı ve apartheid Güney Afrika'sı gibi barbar ve insanlık dışı rejimlerin mirasçısı ve devamcısı olduğunu göstermektedir.

-Siyonist İsrail'in Anglo-Amerikan emperyalizmi için yerine getirdiği özel işlev nedeniyle korkunç suçlarını engelsiz bir şekilde işlemesine olanak sağlanmıştır - yani, temel rolü 'Yahudi halkını korumak' değil, İngiliz ve ABD petrol tekelleri için Orta Doğu petrolünün kontrolünü elinde tutmak olan emperyalizmin silahlı bir ileri karakolu olarak hareket etmektedir.

-İsrail'in modern emperyalizm için hayati önemi, petrolün modern ekonomi için merkezi öneminden kaynaklanmaktadır - çünkü petrol sadece sanayi için değil, aynı zamanda emperyalist savaş makinesi için de en önemli enerji kaynağı olmaya devam etmektedir.

-Bu önem, emperyalist egemen sınıfların Britanya, Avrupa Birliği ve ABD'deki her kariyer politikacısının Siyonizm'e tam sadakat göstermesi gerektiği yönündeki ısrarında da yansımasını bulmaktadır ki bu da Britanya ve ABD'nin emperyalist çıkarlarına tam sadakati ifade etmenin bir başka yoludur.

-Bu önem aynı zamanda emperyalistlerin egemen olduğu 'uluslararası toplum' tarafından, tekrarlanan suçları için İsrail'e sürekli olarak dokunulmazlık tanınmasının ve emperyalist medyanın yukarıdaki tüm bağlamı düşürmek ve inkar etmek için bu kadar çok çalışmasının, bunun yerine görünüşte 'çözümsüz' bir 'savaşan iki taraf' anlatısı sunmasının, direnişin herhangi bir şiddetinin affedilemez doğasını vurgularken, ezenlerin çok daha aşırı şiddetini haklı çıkarmak için [gerçekliği] terse bükmesinin gerçek nedenidir.

-Yetmiş yıldır BM Genel Kurulu'nda alınan çok sayıda kararda uluslararası toplumun Filistin sorununa adil bir çözüm bulma arzusu dile getirilmiş, Siyonistlerin işlediği sayısız suça (apartheid ve etnik temizlik dahil) itiraz edilmiş ve hatta Filistinlilerin silah zoru da dahil olmak üzere her türlü araçla direnme hakkı açıkça vurgulanmıştır.

-ABD'nin BM Güvenlik Konseyi üzerindeki kontrolü, bu organ aracılığıyla anlamlı bir çözüm arayışına yönelik tüm seçenekleri esasen etkisiz hale getirmiştir.

-Siyonist devletin soykırımcı doğası, direniş güçleri tarafından başlatılan El Aksa Tufanı harekatına verdiği son yanıtla her zamankinden daha açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bu yanıt şunları içermektedir:

1. Mülteci konvoyları ve hastaneler, okullar ve BM tesislerine sığınanlar da dahil olmak üzere, yarısı çocuk on binden fazla sivilin ayrım gözetmeksizin katledilmesi;

2. İsrailli liderlerin "Gazze'yi haritadan silme" yönündeki açık çağrıları ve Gazze'nin 2.3 milyonluk nüfusunun tamamını Mısır çöllerine nakletme planını uygulama girişimleri;

3. Filistin direnişinin "bebeklerin kafasını kestiğini" ve "sivilleri katlettiğini" iddia eden sahte vahşet propagandası, bunların hepsi çürütülse de, İsrailli ve emperyalist politikacılar ve medya tarafından referans gösterilmeye devam etmesi;

4. İsrail ordusunun, direnişin 'barbarlığı' söylemini desteklemek ve Gazze'ye esir götürülme ihtimalini ortadan kaldırmak için İsrailli sivilleri öldürmesi.

Biz aşağıda imzası bulunan parti ve örgütler olarak ilan ediyoruz:

-Yasadışı işgalleri, apartheid sistemi, üstünlükçü siyonist ideolojisi ve soykırım politikasıyla emperyalist destekli yerleşimci-sömürgeci İsrail devletine karşı Filistin halkının mücadelesi, emperyalizme karşı mücadelenin ön saflarında yer almaya devam etmektedir.

-Filistin halkının 1993 yılında Oslo Anlaşmalarına imza atarak barış arayışında büyük fedakârlıklar yaptığını, tarihi anavatanlarının yüzde 78'inden vazgeçtiklerini ve karşılığında geriye kalan yüzde 22'lik topraklar üzerinde yaşayabilir bir Filistin devleti vaat ettiklerini

-Nasıl ki emperyalist destekli Ukrayna cuntası Donbass'taki savaşın barışçıl yollarla çözülmesi olasılığını defalarca baltaladıysa (önce Minsk anlaşmalarını kasıtlı olarak baltalayarak, sonra da İstanbul'da üzerinde uzlaştıkları barış anlaşmasını yırtıp atarak), Oslo'da üzerinde uzlaşılan iki devletli çözüm planının uygulanması olasılığını esasen baltalayan da emperyalist destekli İsrail uzlaşmazlığı ve ikiyüzlülüğüdür.

-İsrail'in Oslo şartlarını alenen ihlal etmesinin hesabını sormadaki başarısızlığı ve liderlerinin bu şartlara bağlı kalmaya niyetleri olmadığına dair defalarca yaptıkları açıklamalar göz önüne alındığında, hiç kimsenin Filistinlilerin de Oslo şartlarına bağlı kalmaya devam etmesini beklemeye hakkı yoktur.

-Filistin halkının, uluslararası hukuk tarafından tanınan, silahlı güç kullanımı da dahil olmak üzere her türlü araçla özgürlüğü için mücadele etme konusunda hem ahlaki hem de yasal hakkı vardır.

-Acımasız bir işgal rejimi tarafından kullanılan güç ile özgürlükleri için mücadele edenlerin kullandığı güç arasında hiçbir karşılaştırmayı kabul etmeyeceğimizi: Siyonistler ABD emperyalizmi adına faşizan, soykırımcı, haksız bir fetih ve ulusal baskı savaşı yürütürken, Filistinliler ulusal kurtuluş ve öz savunma için haklı bir savaş vermektedir.

-Bu gerçekler ışığında, tüm ilerici, anti-emperyalist ve sosyalist güçlerin kararlılıkla Filistinlilerin yanında yer alma görevi vardır. Filistin halkıyla kayıtsız şartsız dayanışma içinde olmaya ve onlara maddi dayanışma sağlamak için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çağırıyoruz.

-Platform olarak, Filistin halkının cesur mücadelesine maddi destek vermek için kitlelerin artan arzusunu not ediyoruz. Kendimizi, var olan her somut dayanışma örneğini teşvik etmeye ve bu kampanyayı dünyanın her köşesine yaymaya, işçilerin zafere giden yolda Filistinli kardeşlerimize ancak bu şekilde yardımcı olabileceğimizi anlamalarına yardımcı olmaya adıyoruz:

1. İmalat işçilerini İsrail'in kullanımına yönelik mühimmat ya da diğer malzemeleri üretmemeye çağırıyoruz;

2. Nakliye işçilerini İsrail'e gidecek mühimmat, asker ya da diğer malzemeleri taşımamaya çağırıyoruz;

3. Tüm liman işçilerini İsrail'e silah ve diğer malzemelerin sevkiyatını engellemeye çağırıyoruz;

4. Tüm gazetecileri, saldırgan savaş suçlarını meşrulaştıran gazeteciliğin Nuremburg mahkemelerinde başlı başına bir savaş suçu olarak sınıflandırıldığını hatırlayarak, Siyonistlerin suçlarını meşrulaştıran ya da aklayan veya sahte anlatılarını güçlendiren bilgileri yazmayı ya da yayınlamayı reddetmeye çağırıyoruz;

5. Tüm medya ve iletişim teknisyenlerini bu tür yalanları basmayı ya da yayınlamayı reddetmeye çağırıyoruz;

6. Tüm süpermarket çalışanlarını, mağazalarının raflarına İsrail ürünlerini ya da Siyonistleri destekleyen gazete ve dergileri koymayı reddetmeye çağırıyoruz;

7. Tüm işçileri, hükümetlerini İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesmeye zorlamaya çağırıyoruz - soykırımın normalleşmesi olmamalıdır;

8. Ve her yerdeki işçileri aynı işbirliği karşıtı tutumu, Ortadoğu'daki vekillerini destekleyen ve onların yardımına koşan NATO emperyalist savaş makinesinin her parçasına uygulamaya çağırıyoruz.

-Tüm ilerici insanlıkla birlikte şunu talep ediyoruz:

1. İsrail'e yönelik Batılı emperyalist askeri, mali, diplomatik ve medya desteğinin sona erdirilmesi;

2. Siyonistlerin kullanımı uluslararası olarak yasaklanmış beyaz fosfor ve diğer beyan edilmemiş kimyasal ve uranyum uçlu silahlar da dahil olmak üzere, İsrail'in Gazze'ye yönelik soykırımcı bombardımanına ve silahlı saldırılarına derhal son verilmesi;

3. Filistinlilerin anavatanlarına serbestçe girip çıkabilmeleri için sınırların derhal açılması;

4. İsrail hapishanelerindeki tüm siyasi tutuklu ve mahkumların serbest bırakılması;

5. İsrail askeri güçlerinin geri çekilmesi, ayrım duvarlarının ve askeri kontrol noktalarının yıkılması, yasadışı yerleşimlerin sökülmesi ve Kudüs, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde ayrıştırılmış altyapının kaldırılması da dahil olmak üzere 1967 Filistin işgalinin sona erdirilmesi;

6. Filistin halkının 1948 Filistin'inin tamamında anlamlı bir barış anlaşmasına yönelik görüşmelerde kendilerini temsil edecek kendi temsilcilerini seçme özgürlüğü;

7. Tüm ABD askerlerinin ve üslerinin Orta Doğu'dan çekilmesi.

-Filistin'de adil bir barış ancak aşağıdaki koşullar yerine getirildiğinde sağlanacaktır:

1. Filistin toprakları üzerinde ırkçı, üstünlükçü bir etnik devletin varlığına son verilmesi, bu da apartheid ayrımcılığının her türlü yasal ve fiziksel yapısının ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir;

2. Etnik ya da dini kökenleri ne olursa olsun herkesin eşitlik ve kardeşlik koşullarında yaşayabileceği laik, demokratik bir devletin kurulması;

3. 1948'den bu yana topraklarından ve evlerinden zorla çıkarılan tüm Filistinli mültecilerin evrensel olarak tanınan geri dönüş hakkının garanti altına alınması ve uygulanması;

4. Orta Doğu'daki tüm ülkelerin içişlerine yönelik emperyalist müdahalelere son verilmesi.

Suçlu Siyonist savaş makinesiyle işbirliğine hayır!

Emperyalizme ve onun Ortadoğu'daki faşist Siyonist yardakçı rejimine ölüm!

Nehirden denize, Filistin özgür olacak!

Savra savra hatta nasr! (Zafere kadar devrim!)

 

 

Alfabetik sıraya göre imzacılar

1. Gine ve Cape Verde'nin Bağımsızlığı için Afrika Partisi (PAIGC), Gine-Bissau

2. Anti-emperyalist Kamp, Avrupa

3. Politik İnovasyon Merkezi, ABD

4. Şili Komünist Partisi (Proleter Eylem), Şili

5. Kolombiya Komünist Partisi, Kolombiya

6. Türkiye Komünist Emek Partisi/Leninist, Türkiye

7. Arjantin Komünist Partisi

8. Belçika Komünist Partisi, Belçika

9. Bolivya Komünist Partisi, Bolivya

10. Ekvador Komünist Partisi, Ekvador

11. Büyük Britanya Komünist Partisi (Marksist-Leninist), Birleşik Krallık

12. Kenya Komünist Partisi, Kenya

13. Kırgızistan Komünist Partisi, Kırgızistan

14. Quebec Komünist Partisi, Quebec

15. Tüm Afrika Dinamik Birliği, Afrika (Afrika'da 23 kuruluş)

16. Doğu Girişimi, Avrupa

17. Hümanist, Endonezya

18. Komünist İnisiyatif, İspanya

19. İşçi Köylü Partisi, Pakistan

20. Yugoslavya Yeni Komünist Partisi, Sırbistan

21. ABD Komünistler Partisi, ABD

22. Demokratik Halk Partisi, Güney Kore

23. Peru Komünist Partisi, Peru

24. Fransa'da Komünist Uyanış Kutbu (PRCF), Fransa

25. Devrimci Birleşme, Yunanistan

26. Sosyalist Platform, Gürcistan

27. Birleşik Ulusal Savaş Karşıtları Koalisyonu, ABD

28. Proleter Birlik, İspanya

29. 23 Eylül Hareketi, Bulgaristan

Login Form