Siyonist İsrail devleti, 7 Ekim sabahına gözlerini dehşetle açtı. Filistinli savaşçılar, askeri üslerini, subaylarının evlerini basıyor, şehirlerini denetim altına alıyor, asker ve subaylarını esir alıyor, tanklarına, askeri araç ve teçhizatlarına, silahlarına el koyuyordu.
Kısacası, Filistin halkının özgürlük savaşı siyonist “İsrail topraklarına” taşınmıştı.
Türkiye ve Kürdistan proletaryasının devrimci komünist partisi, TKEP/Leninist, otuz üç mücadele yılını geride bıraktı.
Kökleri, Deniz Gezmiş ve yoldaşlarının 1971 devrimci kopuşuna dayanan partimiz, otuz dördüncü mücadele yılına, dünyada önemli değişimlerin meydana geldiği, emperyalist-kapitalist sistemin çöküşünün gözle görülür hale geldiği, dünyada bir toplumsal devrimin geliştiği koşullarda giriyor.
Genel olarak sınıf savaşının, özel olarak seçim sürecinde izledikleri politikaların sosyal reformist partileri nasıl bir bunalıma, politik iflas ve örgütsel çöküşe sürüklediğini günlük gelişmeler halinde, söz uygunsa, “canlı yayın” izliyoruz.
Büyük bir halk ayaklanmasının kapıda olduğu artık tartışma götürmez. Gelmekte olanı artık herkes görüyor.
En başta da, dinci faşist iktidar, faşist devlet ve tekelci sermaye sınıfı, kendileri açısından gerçek bir tehlike olan bu olguyu görüyor. Bunu, yaşadıkları korkudan anlamak mümkün. Büyük bir korku yaşıyorlar. Beşiktaş ve Fenerbahçe futbol takımlarının on binleri bulan taraftarlarının hep bir ağızdan “Hükümet İstifa” sloganını atmaları karşısında gösterdikleri tepki, bu korkuyu en çıplak haliyle ortaya koydu.
Devamını oku: Ayaklanma Kapıdayken Nasıl Bir Hazırlık İçinde Olmalıyız?
Milis, en genel tanımıyla, halkın silahlı birimleridir. Halk içindedirler; halkın kendisidirler. Halkı faşizme karşı korumak, kitle halinde hareket eden halkın kendiliğinden karşı koyamadığı faşist saldırılara karşı silahla karşı koymak, böylece halkı faşizmin silahlı saldırılarından korumak; faşizmin saldırı cesaretini kırmak; isyan, ayaklanma noktasındaki halkın önünü açmak, önündeki engelleri temizlemek için vardır milisler.
Evet, “ayaklanma kapıda” ve tam da bu nedenle bütün hazırlıklarımızı, bütün düşünce ve eylemimizi, bütün enerjimizi kapımızı çalan halk ayaklanmasına göre ayarlamamız lazım.
Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da 1 Eylül 1990 yılında kuruluşunu ilan eden proletaryanın devrimci sınıf partisi TKEP/Leninist, bugün 32. mücadele yılını geride bırakıyor.
Devamını oku: Leninist Partinin Savaş Bayrağıyla Öne, En öne!